Nedir Bu Fine Art Dedikleri Şey ?

Fine Art nedir? Benim için ne ifade ediyor?

Fine art… Türkçeye “güzel sanatlar” olarak çevrilse de, bence bu kelime sadece estetikle ya da güzellikle sınırlı bir anlam taşımıyor. Aksine, benim için fine art, duygularla, hikâyeyle ve zamanın yavaşlatılmış bir haliyle ilgili. Bir anı olduğu gibi göstermek değil; o anı hissedebilmek, içindekini duyurabilmek… İşte fine art’ın kalbi tam olarak burada atıyor.

Bana göre fine art, sadece göze değil ruha da hitap eden bir ifade biçimi. Bir fotoğrafı, bir illüstrasyonu ya da bir sanat eserini incelediğinde eğer içinde bir şey kıpırdıyorsa, işte o an, fine art kendini göstermiş oluyor. Bu bazen bir yalnızlık hissi, bazen bir huzur, bazen geçmişten gelen bir sıcaklık, bazense sadece tarif edemediğin bir iç çekiş olabilir. Ama mutlaka bir şey… çünkü fine art, izleyiciyle bir bağ kurar.

Ben bu blogu kurarken, “sade ama derin” bir şey yaratmak istedim. Görselliğin öne çıktığı, ama görselin sadece estetik değil bir duygu taşıdığı, bir anlamı çağırdığı bir alan. Sunne tam olarak bunun için var: hızlı akan hayatın içinde bir parça durmak, bakmak ve hissetmek için.

Fine art benim için teknikten, kompozisyondan ya da kurallardan ibaret değil. Elbette bunlar işin bir parçası, ama asıl mesele, seni sen yapan o iç dünyayı bir şekilde dışarıya taşıyabilmek. Ve bunu yaparken karşındakine de o dünyadan bir pencere aralayabilmek.

Ben her çalışmamda, bir şey anlatmak, hissettirmek, bazen de sadece sessizce eşlik etmek istiyorum. Eğer burada paylaştığım herhangi bir görsel ya da yazı sana da bir şey hissettiriyorsa, içten içe bir yerin “ben de böyle hissediyorum” diyorsa, işte o zaman gerçek anlamda buluşmuşuz demektir.

Ve bence, sanatın en güzel hali de tam olarak bu.