top of page

Sanatta Bağ Kurmak: IDAF 2025 Deneyimi

ree

Her yıl farklı bir temayla sanatseverleri bir araya getiren İstanbul Dijital Sanat Festivali, bu sene “Connecting” (Bağ Kurmak) temasıyla dikkat çekiyor. Zaten adını duyduğumuz anda hepimizin aklına aynı şey geliyor: günümüzde en çok ihtiyaç duyduğumuz şey bağ kurmak değil mi? İnsanla insan arasında, insanla teknoloji arasında, hatta insanla kendi iç dünyası arasında…


Festival alanına adım attığınızda sizi sadece dev ekranlar, ışık oyunları ya da sesler karşılamıyor; aynı zamanda bu çağın en büyük sorusu da karşılıyor: “Gerçekten birbirimize ne kadar bağlıyız?”


Teknolojiyle Sanatın Dansı

Bu yılki festivalde özellikle dikkat çeken işlerden biri, yapay zekâ ile hazırlanmış interaktif enstalasyonlar oldu. Bir ekrana yaklaştığınızda sizin hareketlerinizle şekillenen görseller görmek, aslında teknolojinin sadece soğuk bir araç olmadığını, dokunduğu yerde bir duyguya dönüştüğünü hissettiriyor. İzleyici ile eser arasındaki sınırların neredeyse tamamen kalktığını görmek oldukça etkileyici.


Robotlardan Çocuklara: Herkes İçin Sanat

Festivalin en güzel tarafı ise yaş sınırı koymadan herkesi içine alması. Bir köşede humanoid robotlarla yapılan performanslara denk gelirken, diğer tarafta çocukların kendi küçük dijital sanatlarını yarattıkları atölyeler var. Sanatın sadece elit bir kitleye değil, gündelik hayatın içine sızdığını görmek bana iyi geldi. Çünkü sanat ancak paylaşıldıkça anlam kazanıyor.


“Bağ Kurmak” Üzerine Bir Düşünce

“Connecting” temasının bana hatırlattığı şeylerden biri de selamlaşmanın gücü oldu. En basitinden birine “selam” demek bile küçük bir bağ kurmaktır aslında. Festivaldeki işler de bana bunu hissettirdi: kocaman ekranlar, renkli ışıklar ya da devasa projeksiyonlar değil, o an yanımdaki yabancıyla aynı şeye bakıp aynı anda gülümsemem… işte gerçek bağ tam da buydu.



 
 
 

Yorumlar


bottom of page